17 Mayıs Cuma 2024
3 yıl önce

"İBB Başkanı'nın 88 yıl önceki hevesle, Kur'an'ı ve ezanı yeniden Türkçe okutması, milletimizin kutsallarına karşı yapılmış büyük bir hadsizliktir"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu, İBB töreninde Türkçe Kur'an-ı Kerim okutulmasına tepki gösterdi. Twitter hesabından videolu bir paylaşımda bulunan Göksu, "İBB Başkanı'nın 88 yıl önceki hevesle, Kur'an'ı ve ezanı yeniden Türkçe okutması, milletimizin kutsallarına karşı yapılmış büyük bir hadsizliktir" dedi

3 yıl önce

İngiltere’nin kamu borcu 58 yılın en yüksek seviyesinde

Ülkenin toplam kamu borcu ise Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 99,4’ü seviyesine yükselerek 2 trilyon 131 milyar sterlin seviyesine ulaştı. Bu, kamu borcunun GSYH’ye oranı kıyaslandığında 1962 yılından bu yana görülen en yüksek seviye oldu.   İngiltere’de COVID-19 salgınının etkisiyle ertelenen bütçe düzenlemelerinin 3 Mart tarihinde açıklanması bekleniyor.

2 yıl önce

Bir dönem terörün kol gezdiği köylerine 28 yıl sonra geri döndüler

Muş'ta güvenlik güçlerinin operasyonları sonucu huzur ve güven ortamının sağlandığı Kayalısu köyünün sakinleri, terk etmek zorunda kaldıkları evlerine 28 yıl sonra geri döndü. Kayalısu Köyü Muhtarı Bilal Erez, "Güvenlik güçlerimizin sayesinde köyümüze kadastro girdi ve herkesin arazisi ölçülerek, teslim edildi" dedi. Kent merkezine 35 kilometre uzaklıktaki Şenyayla bölgesinde bulunan Kayalısu köyünde oturanlar, terör örgütü PKK'nın baskı ve saldırıları nedeniyle 1993 yılında batı illerine göç etti. Son yıllarda güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarıyla bölge terörden temizlendi. Köylerine kavuşmanın sevincini yaşayan vatandaşlar, bu sürede zarar gören evlerinin yerine yenilerini yaptı. Yıllardır uzak kaldıkları köylerinde yeniden yaşam süren köylüler için İl Özel İdaresi seferber oldu. Yolları asfaltlayan ekipler, Şenyayla bölgesi ile Kayalısu köyünü birbirine bağlayan yolda da iyileştirme çalışması başlattı. Ulaşım problemi 9 milyon 600 bin lira harcanarak çözülecek. Terör örgütünden arındırılarak devlet hizmetlerinin taşındığı bölgedeki çalışmaları inceleyen İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, "Bu bölge, terörden arındırılmış bir bölgedir. 1990'lı yıllardan sonra, bu bölgede vatandaşlarımız terör nedeniyle büyük şehirlere göç etmişlerdi. Şu anda Allah'a şükürler olsun ki, devletimiz kudretini gösterdi ve üst bölgeleri kurulmaya başlandı. Terörden arındırılan bu bölgeye vatandaşlarımız geri dönmeye başladı" dedi. Yaklaşık 20 kilometrelik yolun 2022 yılında tamamlanacağını ifade eden Şeyhmuz Yentür, "Bu yıl alt yapı ve stabilize işlemlerini yapacağız. Önümüzdeki yıl da birinci ve ikinci kat sathi kaplamalarını yapacağız. Bu 20 kilometrelik yolun bitiminde yaklaşık 9 milyon 6 bin lira para harcamış olacağız. Yolun bağlantısı özellikle Muş-Kulp kara yolu ayrımından Üçevler grup köy yoluna bağlanıncaya kadar yer tamamen asfalt olacaktır. Aynı zamanda üst bölgesine giden 7 kilometrelik yol da asfalt olmuş olacak" diye konuştu. "BÜTÜN KÖY GERİ DÖNDÜ" Terör olayları nedeniyle 28 yıl boyunca köylerinden uzak kaldıklarını söyleyen Kayalısu Köyü Muhtarı Bilal Erez, şunları söyledi: "Devletimiz, her türlü imkanı bize sağladı. Şu an köylülerimiz tekrardan geri dönüş yapmıştır. Metropollerde, büyükşehirlerde yaşayanlar geri köye yerleşmiştir. Bütün köy tekrar geri döndü. Devletimizin verdiği imkanlar, yaptığı çalışmaların olacağını tahmin edemiyorduk. Bunları hayal bile edemiyorduk. Bu yol çalışmasından 10 köy ve 22 mezra faydalanacaktır. Bu tek benim köyüm değil, Diyarbakır'a kadar faydalanılacak bir yerdir. Ne kadar şükretsek azdır. Bu hizmetlerin asla hakkını ödeyemeyiz." 120 hane ile bin nüfusa ulaşan köylerine ilk defa kadastro girdiğini vurgulayan Erez, "Yıllardır bu köye kadastro girmemişti. Güvenlik güçlerimizin sayesinde köyümüze kadastro girdi ve herkesin arazisi ölçülerek, teslim edildi. Köyüm adına emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum" dedi.

2 yıl önce

İhanetin ilk adımı! 17-25 Aralık kumpasının üzerinden 8 yıl geçti

Türkiye'de yerel seçimlere yaklaşık 3,5 ay vardı. 17 Aralık 2013 tarihinde FETÖ'nün İstanbul Adliyesi ve Emniyet Müdürlüğündeki kadroları, siyasi operasyonların fitilini ateşledi. Bu, FETÖ'nün açıkça hükümete karşı kalkıştığı bir darbe girişimiydi. Operasyon talimatını verenler, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerdi. Adliye ayağında eski özel yetkili savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen ve Celal Kara, emniyet tarafında ise Ali Fuat Yılmazer, Nazmi Ardıç, Yakup Saygılı, Ömer Köse gibi FETÖ'cü emniyet müdürleri vardı. Bu isimler önceki yıllarda yakın tarihe damga vuran bir dizi şaibeli operasyonların da aktörleriydi. 2007 itibariyle başlayan Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk soruşturmalarıyla TSK'ya operasyon yapmışlar, uydurma delillerle birçok vatansever subayı tasfiye edip yerlerine FETÖ elemanlarının yerleşmesini sağlamışlardı. 3 Temmuz 2011'de başlatılan Şike operasyonuyla büyük kitlelere hitap eden futbol camiasını dizayn etmeye çalışmışlar, 7 Şubat 2012'de de Milli İstihbarat Teşkilatı'nı (MİT) hedef almışlardı. 17 ARALIK: TORBA SORUŞTURMA 2013 yılının aralık ayına gelindiğinde ise örgüt artık dolaylı yoldan değil, doğrudan hükümete operasyon çekiyordu. Emniyet ve yargıdaki FETÖ ekibi, üç yıldır hukuk dışı yöntemlerle dinleyip izledikleri hükümet üyeleri ve çevreleriyle ilgili dosyalar hazırlamış, montaj kayıtlarla algı operasyonuna kalkışmıştı. "Reza Zarrab grubu", "Fatih Belediyesi" ve "TOKİ grubu" olarak yürüttükleri birbirinden ayrı soruşturma dosyalarını o sabah paket yaparak operasyona dönüştürdüler. Gözaltına alınacakları tutuklayacak hakimler bile ayarlamıştı. Sabahın karanlığında başlanan operasyonlarda 4 Bakan çocuğu da gözaltına alındı. Sabah'ın haberine göre, Operasyonun ardından İstanbul Adliyesi'ndeki odasında gazetecileri bilgilendiren dönemin başsavcı vekili Zekeriya Öz, bakanları alma yetkileri olmadığını, sadece fezleke hazırlayıp Meclis'e gönderebileceklerini açıklayıp, çocukları üzerinden hükümetteki bakanların hedef alındığı mesajını veriyordu. Öz'ün talimatıyla soruşturmayı yürüten savcı Celal Kara ise 25 Ocak 2015 tarihinde Cumhuriyet gazetesinin o dönemki genel yayın yönetmeni Can Dündar'a bir röportaj verecekti ve "1 Numara Erdoğan'dı" diyerek, 17 Aralık operasyonlarının amacının, Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek olduğunu itiraf edecekti. Kara ve Öz daha sonra Gürcistan sınır kapısından birlikte yurtdışına kaçtı. 25 ARALIK: TÜRK SERMAYESİNE OPERASYON 17 Aralık, FETÖ'nün hükümete karşı peş peşe giriştiği operasyonların sadece ilk ayağıydı. Örgüt topyekûn saldırıya geçmişti. Bir hafta sonra, 25 Aralık'ta başka bir dosya devreye sokuldu ve ikinci bir operasyona kalkışıldı. Yine sözde rüşvet ve yolsuzluk iddiasıyla hareket edilen ikinci operasyonun başındaki isim bu kez özel yetkili savcı Muammer Akkaş'tı. Akkaş'ın listesindeki isimler ise Türkiye'de dev projelere imza atan ve ekonominin bel kemiğini oluşturan şirketler ve işadamlarıydı. Akkaş, ilk başta 41 işadamına operasyon talimatı verdi. Ancak 18 Aralık'ta İstanbul Emniyeti'nin FETÖ'cü müdürleri görevden alınmıştı. Yeni il emniyet müdürü Selami Altınok ise 25 Aralık'ta başsavcının bilgisi olmadığı gerekçesiyle Akkaş'ın operasyon talimatını yerine getirmeyeceklerini, sadece başsavcı Turan Çolakkadı'nın onayı ile hareket edebileceklerini bildirdi. Çolakkadı ise operasyonun bilgisi dışında ve usulsüz olduğunu belirterek Akkaş'ın talimatlarının yerine getirilmemesini istedi. Bu kez gözaltılar yapılamamıştı. 17-25 Aralık'ın ardından İstanbul emniyeti ve adliyesindeki FETÖ temizliği operasyonları sekteye uğratıyordu. Ama örgütün de durmaya niyeti yoktu. 1 VE 19 OCAK: MİT TIRLARI DURDURULDU 25 Aralık'tan bir hafta sonra yeni bir aşamaya geçildi. 1 Ocak'ta Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak'ta Adana'nın Ceyhan ilçesinde, Suriye Türkmenleri'ne yardım taşıyan Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait tırlar durduruldu. Tırlar, örgütün jandarmadaki görevlileri ve Adana Adliyesi'ndeki özel yetkili savcılar eliyle durdurulmuştu. Adana'da MİT görevlileri yere yatırılıp kelepçelenirken FETÖ'ye ait Cihan Haber Ajansı kayıttaydı. Yasadışı operasyon için devreye Adana Valiliği girdi ve operasyonun durdurulması emrini verdi. FETÖ'cü jandarma komutanları valinin talimatına uymadı, emniyet görevlileri ise valinin emriyle hareket etti. O savcılar ve jandarma görevlileri tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün bu operasyonu, sözde Selam Tevhid soruşturması kapsamında yaptığını ortaya çıkardı. 30 MART YEREL SEÇİM HESABI TUTMADI TIR'lardaki malzemelere ait olduğu söylenen görüntüler daha sonra gizli kapaklı şekilde Can Dündar'a ulaştırıldı. O dönem Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni olan Dündar, bu görüntülerle devletin terör örgütü DEAŞ'a silah taşıdığı yalanını ortaya attı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasını istedi. Dört koldan girişilen tüm bu ihanet operasyonlarına rağmen 30 Mart 2014'teki yerel seçimler öncesi düşürülmek istenen Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 60 oyla 18 büyükşehir belediyesi, yüzde 59.22 oyla da toplam 800 belediye başkanlığını kazandı. Dosya operasyonları tutmamıştı. Önce terör eylemleri, ardından FETÖ'nün 15 Temmuz askeri darbe girişimi devreye sokuldu, sonra da ekonomik krizlerle hükümete operasyon çekildi. Bir önceki ABD Başkanı Trump, birçok kez açık açık Türk ekonomisini yok etmekle tehdit etti. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE DE AYNI SENARYO Türkiye'de operasyon kabiliyetini yitiren FETÖ ve arkasındaki güçler, 17-25 Aralık kumpas dosyalarını daha sonra ABD'de devreye soktu. New York Bölge Mahkemesi'nde 2017 yılında başlayan ve "Atilla Davası" olarak tarihe geçen davada, dönemin Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla yargılanıyordu. 17-25 Aralık'taki FETÖ'nün aynı kurgu dosyalarıyla, Türkiye'nin Halk Bankası üzerinden ABD'nin İran'a koyduğu ambargoyu delme, bu şekilde iki ülke arasında ticaret yapma iddiası, bu ülkede yargılama konusu yapılmıştı. Eski CHP Milletvekili Aykan Erdemir ile 17-25 Aralık operasyonlarında aktif görev alan eski komiser Hüseyin Korkmaz, FETÖ'cülerin hazırladığı uydurma raporu götürüp, yargılamada delil olarak kullanılmasını sağladı. Kumpasın uluslararası boyuta taşındığı bu süreçte hainlerin casusluk serüveni dünya kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Bu kez 24 Haziran 2018'deki Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine kadar hükümetin bu dava üzerinden yıpratması amaçlanıyordu. İHANETİN BEDELİ 17-25 Aralık operasyonlarını yapan FETÖ'cü savcıların tamamı kaçtı. Şimdi sığındıkları ülkelerde gizlenerek korku içinde yaşıyorlar. Operasyonların emniyet ayağında yer alanlar ise yargılandıkları Türk mahkemelerinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırıldı. 17 Aralık darbe girişimine ilişkin 67 eski polisin yargılandığı dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince 18 Mart 2019'da karara bağlandı. Mahkeme heyeti, dönemin rütbeli emniyet görevlileri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu, Nazmi Ardıç'ın aralarında olduğu 15 sanığı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. 22 sanığa da "FETÖ üyeliği"nden 2,5 yıldan 10,5 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezaları verildi. Bu davanın istinaf incelemesi sürüyor. 25 Aralık darbe girişimine ilişkin 71 sanıklı dava ise 24 Aralık 2018'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tamamlanmıştı. Bu davada da eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy, Yasin Topçu ve Mahir Çakallı'nın aralarında bulunduğu 10 eski polis şefi, yine "Hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu sanıklardan 9'u ayrıca özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından toplam 131 yıla kadar hapis cezası aldı. Diğer 31 sanığa da benzer suçlardan onlarca yıl hapis cezaları verildi. Bu davanın istinaf incelemesini tamamlayan Bölge Adliye Mahkemesi, kararın hukuka uygun olduğuna hükmetti. Davanın Yargıtay'da temyiz aşaması devam ediyor.

2 yıl önce

Ekrem İmamoğlu'nun 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Tayfun Kahraman'a övgüler dizdiği açıklamaları gündem oldu

İstanbul Adliyesi 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı davasında karar, geçtiğimiz gün açıklandı. Buna göre Osman Kavala, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 7 SANIĞA 18 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ Sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ancak bu suçların asli faili konumunda bulunan diğer sanığa suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunmaları nedeniyle icrasını kolaylaştırdıkları anlaşıldığı gerekçesiyle 18'er hapis cezasına indirildi. Bu sanıklar için de takdiri indirim uygulanmadı. İMAMOĞLU BÜYÜK DESTEK VERMİŞTİ Gelişmelerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 18 yıl hapis cezası alan isimlerden İBB Şehircilik Proje Koordinatörü Tayfun Kahraman'a sahip çıktığı açıklamaları gündem oldu. İmamoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu'nun, "Terör örgütlerinin paçavrasının altında gaz maskesiyle beraber havaalanı dursun, boğaz köprüsü dursun diyen bir kişi bu şehrin neresini dönüştürecek?" tepkisine şu sözlerle yanıt vermişti: "Karakterine ve kişiliğine kefilim. Ona söver gibi hakarette bulunmanızı yadırgıyorum. Geçmişte çok övdüğünüz insanlarda yanıldığınız gibi şimdi de çok sövdüğünüz insanda yanılacaksınız"

2 yıl önce

CHP'nin Atatürk Havalimanı çelişkisini Kılıçdaroğlu'nun 2018 yılında söylediği sözler ortaya çıkardı

CHP, yerine Millet Bahçesi yapılacağı duyurulan Atatürk Havalimanı'na giderek eylem yapılacağını duyurdu. Tartışma konusu olan Millet Bahçesi ile ilgili Kılıçdaroğlu'nun 2018 yılında söylediği sözler gerçekleri ortaya çıkardı. "ATATÜRK HAVALİMANI'NI MİLLET BAHÇESİNE ÇEVİRMEK BİZİM PROJEMİZDİ" Kemal Kılıçdaroğlu 2018 yılında katıldığı TV programında yaptığı konuşmada, "Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi bizim projemizdi, her şeyimiz hazırdı, telefonlarımızı dinleyip çaldılar" dedi. "MİLLET BAHÇESİNİN PLANLARINI DAHİ YAPTIK" Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin Atatürk Havalimanı çelişkisini şu sözlerle gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Oranın planlarını dahi yaptık. Hangi kültür merkezlerini yapacağımızı, ve nasıl yapacağımızı, binalarımızın şekli bile hazırdı. Büyükşehir belediye başkanımız açıklayacak. Atatürk Havalimanı'na yapılacak olan Millet Bahçesi'nin tüm planları fotoğraflı bir şekilde hazırlandı" dedi. "KEMAL BEY KIZMASIN SONRA" 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek sosyal medya hesabından paylaştığı video ile CHP'nin Atatürk Havalimanı çelişkisini ortaya çıkardı. Murat Çiçek yaptığı paylaşımda, "Protestoya gidecekmiş CHP'liler. Kemal Bey kızmasın sonra" dedi. CHP'nin Havalimanı çelişkisi yarın 11:00'da 24 TV ekranlarında yayımlanacak olan Günün Manşeti programında tartışılacak. https://twitter.com/muratcicek24tv/status/1526277603992166400?s=21&t=rPybA_91cvlTD6Mce4t6Hg CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 2013'TE AÇIKLAMIŞTI "Millet bahçesi bizim projemiz, iktidar bizi dinliyor" diyen Kılıçdaroğlu'nun bir yalanı daha ortaya çıktı. 2013 yılında Fatih Altaylı'nın programında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı arazisinin "yeşil alan" kalacağını ifade etmişti. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllar önce yaptığı açıklamalar: https://twitter.com/stargazete/status/1004652772795482113?s=21&t=ka_NAobc6JgrNI9sxgeRww

1 yıl önce

Mersin Valiliği'nden Arapça ehliyet sınavı açıklaması! 2018 yılından bu yana 6 dilde yapılıyor…

Mersin Valiliği, motorlu taşıt sürücülerine yönelik e-sınav uygulamalarının 2018'den bu yana yabancı uyruklu adayların tercihine bağlı olarak Arapça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve Rusça yapılabildiğini bildirdi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, sosyal medyada, motorlu taşıt sürücülerine yönelik e-sınav uygulamalarıyla ilgili konunun esasını yansıtmayan, yanlış algılamalara yol açabilecek paylaşımlarda bulunulduğu belirtildi. Mersin'de, motorlu taşıt sürücülerine yönelik sınavlara ilişkin bütün iş ve işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapıldığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, Merkezi Sistem Sınavları Yönergesi ve Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) e-sınav uygulama kılavuzu hükümleri doğrultusunda hazırlanan e-sınav uygulama otomasyon sisteminde, yabancı uyruklu adaylar için Arapça, Çince, İngilizce, Almanca, Fransızca, Farsça ve Rusça olmak üzere adayın tercih edeceği dille sınava katılma imkanı sunulmuştur. Dil seçimi adayın kayıtlı olduğu MTSK yetkilileri tarafından adayın talebi doğrultusunda sınav randevusu aşamasında yapılmaktadır. Bu uygulama, 2018 yılından bu yana devam etmektedir."

1 yıl önce

İBB'den İSPARK'a yüzde yüz zam: CHP'li Meclis üyelerinin 2018 yılında '24 saat 1 TL olsun' teklifi verdiği ortaya çıktı

İBB iştiraki İSPARK'ta, personel maliyetleri gerekçesiyle gelen yüzde yüz zamla, günlük otopark ücreti 25 liradan 50 liraya çıkarıldı. İBB'nin yüzde yüz zam kararına araç sahiplerinden tepki gelirken İBB CHP Meclis üyelerinin 2018 yılında 'İSPARK'lar 24 saat 1 TL olsun' teklifi verdiği ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İstanbul Otopark İşletmeleri Tic. AŞ, otopark ücretlerine yapılan yüzde yüz zamla gündeme geldi. Ücretlere yapılan yüzde yüz zamla birlikte önceden 25 lira olan tam gün otopark ücreti, 50-60 liraya kadar yükseldi. İSPARK internet sitesinde yer alan fiyatlandırma bilgilerine göre Bebek'teki parkların ücreti 60 lirayı buldu. İBB'nin araç sahiplerinin büyük tepki gösterdiği zam kararını 'işletme, bakım-onarım ve personel maliyetleri' nedeniyle aldığı öne sürüldü. İBB'nin saha personeline yüzde 20 zam yapıldığı ortaya çıktı. CHP'Lİ MECLİS ÜYELERİ AK PARTİ DÖNEMİNDE '1 TL OLSUN' DİYE TEKLİF VERMİŞTİ Öte yandan İBB CHP Meclis üyelerinin 2018 yılında 'İSPARK'lar 24 saat 1 TL olsun' teklifi verdiği ortaya çıktı. Yeni Şafak'ın haberine göre, CHP'lilerin AK Parti döneminde 1 TL olmasını istediği otopark ücretine yüzde yüz zam kararı alması sosyal medyada gündem oldu.

1 2